FINDIĞIN TARİHÇECİ
Dünyanın çeşitli ülkelerindeki arşivlerde yapılan araştırmalar sonucunda, fındığın kültürel menşeinin Çin olduğu ve daha sonra İran'a geçtiği, oradan da Anadolu'nun Doğu Karadeniz kıyılarına dikildiği belirlenmiştir. Yaratılış kaynağı Çin olmasına karşın, fındığın anavatanı olarak Türkiye'nin Karadeniz kıyıları gösterilmektedir.Çin kaynaklarına göre fındığın, M.Ö 2838 yılında yetiştirildiği ifade edilmektedir.
Fındık bitkisi, bitkiler aleminin Fagales takımı, Betulaceae familyası, Corylus cinsi içinde yer almaktadır. Fındığın Kuzey yarım kürenin ılıman iklim kuşağını, Japonya'dan, Çim, Mançurya, Kafkasya, Türkiye, Avrupa ve Kuzey Amerika'ya kadar yabani formlar biçiminde kapladığı bilinmektedir.
Kültür formlarını oluşturan en önemli türler ise, Artvin'den Kırklareli'ne kadar uzanan Kuzey Anadolu Dağları ve Kuzey geçit bölgelerinde yoğun olarak bulunmaktadır.
Fındığın kültüre alınma tarihi 2500 yıl öncelerine kadar dayanmaktadır. Enophen, İsa'dan önce 400 yıllarında Kuzey Anadolu'da Kerasus'da (Giresun) Pontus Yemişi adını verdiği ufak bir meyveden bahsetmektedir. Bu kadar eski kültür izine rastlanması sonucu fındığın anavatanının yurdumuzun Karadeniz Bölgesi olduğu ve kültür fındığının dünyaya buradan yayıldığı kabul edilmektedir.
FINDIK SEKTÖRÜ 2007
ÜRETİM
Dünya fındık üretiminin büyük bölümünü Türkiye yapmaktadır. Resmi rakamlara göre, 600 bin hektar olarak gösterilen Türkiye’nin üretim alanları, gerçekte 700 bin hektarın üzerindedir. Türkiye’den sonra sırasıyla İtalya, İspanya ve ABD başta olmak üzere diğer ülkelerde yaklaşık 210 bin hektar alanda fındık üretimi yapılmaktadır.
Türkiye, üretim alanındaki büyüklüğünü, üretim miktarında da elinde bulundurmaktadır. Bazı yıllar azalma, bazı yıllar artış gösteren fındık üretimi, son 10 yılın ortalaması alındığında, 600-650 bin ton kabuklu civarında gerçekleşmektedir. Diğer ülkelerinkilerle birlikte Dünya üretimi fındıkta 900 bin-1 milyon ton civarına ulaşmaktadır.
Üretim alanı bakımından büyüklüğü elinde bulunduran ülkemizde her alanda olduğu gibi verim diğer ülkelere göre oldukça düşüktür. ABD’de bir dekardan 225 kg fındık alınırken, bu rakam İtalya’da 155 kg’dir. Türkiye’nin dekarda verimi ise ortalama 100 kg civarındadır. Doğu Karadeniz’in bazı kesimlerinde ise 60-70 kg’a kadar da düşmektedir.
Fındık üretimi, özellikle bazı dönemlerde uygulanan çıkarcı ve popülist politikalarla çok büyük bir yanlışın içine itilmiştir. Ünye’nin batısına hiç gitmemesi gereken fındık, diğer tarım ürünlerinin ihmali,daha az çaba gerektiren fındığa yanlış fiyatların verilmesiyle yılda 2-3 ürün alınabilecek verimli ovaları adeta işgal etmiştir. Her türlü sebzenin dışında, mısır, ayçiçeği ve soya gibi tarımsal sanayi için gerekli olan ürünlerin yetiştiği ovalar yılda bir kez toplanan fındıkla kaplanmış ve üretim fazlalığı meydana gelmiştir. Fındıkta meydana gelen üretim fazlalığı arz-talep dengesini bozarken, Türkiye, mısır, ayçiçeği ve soya gibi ürünlerde dışardan ham yağ ithal etmek ve bunlara da 1-1.5 milyon dolar ödemek durumuyla karşı karşıya kalmıştır.
Türkiye’de fındık geleneksel üretim bölgesi olan Doğu Karadeniz’deki Ordu, Giresun ve Trabzon illerinin çok dışına çıkmış, özellikle Samsun ile Batı’da Düzce, Sakarya ve Bolu’ya yayılmıştır. Bugün 33 ilde fındık tarımı yapıldığı bilinmektedir. Ancak ekonomik anlamda üretim ise 13 ilde gerçekleştirilmektedir.
25 yıl önce 420 bin hektar olan üretim alanı, bugün 700 bin hektarı aşmıştır. Bu alanlarda yaklaşık 400 bin üretici fındık üretmektedir. Üretici, tüccar, fabrikacı ve ihracatçıları baz alarak bir hesap yapılacak olursa, fındık tarımı direk ve endirek olarak 5 milyon kişiyi ilgilendirmektedir.
EN BÜYÜK TARIMSAL İHRAÇ ÜRÜNÜMÜZ
Dünya üretiminin büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye, aynı oranda da ticaretini yapmaktadır. Dünya fındık ihracatının son yıllardaki gelişmelerle birlikte yaklaşık yüzde 75’ini Türkiye yapmaktadır.
Türkiye, 1783’den beri dünyaya fındık ihraç etmekte ve bu ürünü her kıtada insanlara yedirmektedir. Türkiye, bugün en fazla fındığı Almanya başta olmak üzere AB ülkelerine satmaktadır. Fındık sattığımız 90’ı aşkın ülke arasında Çin, Libya, Kanarya Adaları, Kolombiya, ABD, Panama, Özbekistan, Mısır, Kostarika, Pakistan, Japonya, Estonya, Kanada, Kazakistan ve Avustralya gibi dünyanın dört bir yanındakiler yer almaktadır.
Fındık çeyrek asır önce genel ihracatımız içinde yüzde 20’nin üzerinde bir paya sahipken, son 5 yıl ortalamasına göre, yılda 500 bin tonu aşkın kabuklu ihracatı ve bundan sağlanan 1-1.5 milyon dolarlık dövizle yüzde 2 seviyelerine kadar inmiştir. Buna rağmen, tarım ürünlerinde ilk sıradaki yerini korumaktadır. Fındık hiçbir dış girdi almadan ihraç edilerek ülkemize döviz kazandırmaktadır.
SEKTÖRÜN DURUMU, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
DURUM
- Türkiye, Dünya fındık üretim ve ihracatının yüzde 75’lik kısmını gerçekleştirmektedir.
- Türkiye’de resmi kayıtlara göre 600 bin hektar olarak görülen fındık alanları, gerçekte 700 bin hektarın üzerinde bulunmaktadır.
- Karadeniz sahil şeridinde illerde 400 bini aşkın köylü fındık üretmektedir.
- Üretimden ihraç aşamasına kadar sektör yaklaşık 5 milyon kişiyi direk veya endirek olarak ilgilendirmektedir.
- Uygulanan yanlış ve popülist politikalar nedeniyle fındık geleneksel üretim bölgesi olan Ordu, Giresun ve Trabzon dışına da taşmış, Çarşamba, Terme, Bafra, Adapazarı ve Düzce ovalarına da ekilmiştir. Böylelikle arz fazlası meydana gelmiş, üretim-tüketim dengesi bozulmuştur.
- Yılda 2-3 ürün alınabilecek verimli taban arazilere fındık dikilmesi nedeniyle, Türkiye başta mısır ve ayçiçeği olmak üzere bir çok tarım ürününde ham yağ ihtiyacını dışarıdan sağlamak zorunda kalmıştır. Bunun takriben değeri yaklaşık 1-1.5 milyar dolar civarındadır.
- Türkiye’nin yıllık fındık üretimi yıllara göre değişmekle birlikte son yılların ortalaması alındığında bu 600-650 bin tona tekabül etmektedir. 2003 ve 2004’de olduğu gibi anormal şartlarda bu miktar 350-400 bin tona kadar inebilmektedir.
- Türkiye’nin fındık ihracatı yıllara göre 200 ila 260 bin ton iç arasında değişmektedir.
- Türkiye, 90’a yakın ülkeye fındık ihraç etmektedir. İhracatın büyük bölümü Avrupa ülkelerine yapılmakta ve ilk sırayı da Almanya almaktadır.
- Türkiye, en büyük fındık üreticisi olmakla birlikte, tüketimde o kadar başarılı değildir. 5 yıl öncesinde yıllık 50-60 bin ton kabuklu civarında olan fındık tüketimimiz, son yıllarda 80-90 bin tona kadar yükselmiştir. Son 2 yılda yaşanan üretim azlığı nedeniyle fiyatlar yükselmiş ve yeniden iç piyasada düşüş meydana gelmiştir.
- 1938 yılında kurulan ve fındıkta yıllarca tek otorite durumunda olan Fiskobirlik, yıllarca kuruluş amaçları dışında siyasetçiler tarafından kullanılmış ve popülist politikaların izlenmesine araca olmuştur. Tarım Birliklerinin yeniden yapılandırılması nedeniyle son yıllarda belirli bir düzelme gösteren kuruluş, tamamen kendi kuruluş amaçlarına yönelmeye başlamıştır. 2005 yılından itibaren ise tamamen kooperatif mantığıyla yönetilmeye başlanmış iken, geleceği iyi tahlil edemeyen yöneticiler yüzünden yeniden bir çıkmazın içine düşürülmüştür.
SORUNLAR
1- Türkiye’de hemen hemen tüm sektörlerde olduğu gibi tarımda da mevcut durum ile ilgili sağlıklı veriler bulunmamaktadır. En önemli tarımsal ihraç ürünümüz olan fındıkta, üretim alanları, üretici sayısı ve verim miktarları ile üreticinin yapısı hakkında elde sağlıklı bilgiler olmaması yüzünden sorunların çözümü için kalıcı projelerde üretilememektedir.
2- Üretim alanlarının artması, özellikle de taban arazilerin tek ürüne dayalı hale getirilmesi nedeniyle sorunlar kalıcılığını korumaktadır.
3- Fiskobirlik, fındığın problemlerini kooperatifçilik mantığıyla yaklaşma noktasında zaman zaman hatalar yapmakta ve aldığı kararlar sonrasında ortaya çıkan uygulama yanlışlıklarının giderilmesinde yine siyasi otoriteyi kullanmak istemektedir.
4- Türkiye ürettiği fındığın tamamını ihraç edebilmek için rantabl ölçülerde reklam ve tanıtım politikaları izleyememektedir.
5- Fındığın fiyatı tespit edilirken, maliyet hesaplarından yapılan yanlışlıklar dış piyasayı olumsuz etkilemektedir.
6- Fındık ihracatındaki bürokrasi engelinin giderek azaltılması gerekirken, zaman zaman yanlış müdahaleler yapılmaktadır.
7- Sektörde üreticinin mağduriyetinin önlenmesi noktasında, gelişmiş ülkelerde uygulanan ve ekonominin gereği olan prim sistemi hala devreye sokulamamıştır.
8- Fındık üretiminin büyük bölümünü yapmamıza rağmen, üretim alanları ile kontrolü sağlayacak politikalar bulunmamaktadır.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
1- Türkiye’nin öncelikle fındıkla ilgili veri tabanını en sağlıklı hale getirmesi gerekir. Bunun için uydu sistemlerinden de yararlanılarak fındık alanları ve üretici yapısı belirlenmelidir.
2- Bu tespitin ardından, üretim yapabilmek için yeni dikim alanlarının nereler olacağı belirlenmeli ve bu açılım izne tabii hale getirilmelidir. Mevcut alanlarla ilgili tercih üreticiye bırakılmalıdır. Çeşitli teşvikler uygulanarak üreticinin özellikle taban arazileri tekrar yılda 2-3 ürün alınan çeşitlere açması sağlanmalıdır.
3- Fındıkta yıllardan beri devlet tarafından Fiskobirlik eliyle uygulanan ve 2000 yılından itibaren kısmen terk edilen destekleme şekli artık ilkel bir hale gelmiştir.
Üretici prim sistemi ile desteklenmelidir. Bunun için eldeki verilerin sağlam olması gerekir. Ancak görünen o ki, bu bilgilerin elde edilmesi zaman alacaktır. Bu gecikme nedeniyle prim sistemi askıya alınmamalı, bugünkü mevcut yapısı içinde çeşitli tedbirler alınarak üreticinin mağdur olabileceği yıllarda kilo başına prim sistemi devreye sokulmalıdır.
Prim sistemi yılda 1.5-2 tona kadar fındık üretenlere yönelik hazırlanmalıdır.
Prim sistemi ile sektör kayıt altına alınacağı için devletin vergi kaybının da önüne geçilecektir.
4- Fiskobirlik’e devlet hiçbir şekilde müdahalede bulunmamalıdır. Birlik, kendi işlevi çerçevesinde sektörde yer almalı ve üretici adına yönetilmelidir.
5- Türkiye, bugün Fındık Tanıtım Grubu eliyle yapmaya çalıştığı tanıtım ve reklam kampanyasını daha verimli hale getirebilir. Bunun için yeni kaynaklar yaratmak ve bunları özellikle fındık ihracatçılarının da görüşlerini alarak değerlendirmelidir.
6- Son yapılan bir düzenleme ile Ulusal Fındık Konseyi kanunla kurulmuştur.
Konseyin, geciktirilmeden aktif hale getirilerek, fındık sektöründe yönlendirici olması sağlanmalıdır.
7-Yasaları çıkarılan Fındık Borsası ile Lisanslı Depoculuk Sistemi acilen faaliyete geçirilmelidir.
8-Fındıkta araştırma-geliştirme faaliyetlerini en üst düzeye çıkarmalı ve bunun içinde Fındık Araştırma Enstitüsü modernize edilmelidir.
9- Fındık, ülkemizin dünyaya satabildiği en önemli ürün durumundadır. Bu ürün için uluslar arası düzeyde fuarlar düzenlenerek, tanıtıma ağırlık verilmelidir.
10- Tarım Sigortası Sistemi fındıkta yaygınlaştırılmalı. Tarım alanlarının bölünmemesi için çıkarılan çıkarılan kanun, ürün çeşidine göre, miktarsal farklılıklar gösterecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.
11- Dünya fındık üretimini kontrol edebilmemiz için, Azerbaycan ve Gürcistan’da üretilen fındığın dahilde işleme rejimi kapsamına alınması yararlı olacaktır. Bundaki amaç, bu 2 ülkedeki üretim alanlarını kontrol altında tutabilmek ve muhtemel sanayi tesislerinin kurularak Türkiye ile rekabet yapabilecek duruma getirmemektir.
12-TMO lisanslı depoculuk ve ürün borsalarının devreye girmesine kadar üreticinin mağdur olmaması için işlevini sürdürmesi gerekir. TMO alımlar sırasında yaşanan aksaklıklar ve yanlışları gidererek alımlara devam etmelidir.
1- DÜNYA FINDIK ÜRETİM ALANLARI (HEKTAR)
Türkiye – 600.000 (Resmi) – 700.000 (Gerçek)
İtalya - 100.000
İspanya - 25.000
ABD - 35.000
DİĞERLERİ: - 50.000
2- TÜRKİYE FINDIK ALANLARI (HEKTAR)
(Devletin Rakamları)
1930 – 75.000
1940 – 107.000
1950 – 159.000
1960 – 211.000
1970 – 326.000
1980 – 385.000
1990 – 435.000
2000 – 544.000
2006 – 600.000
2007 – 600.000
3- DÜNYA KABUKLU FINDIK ÜRETİMİ (TON)
1930 – 77.000
1940 – 73.000
1950 – 79.000
1960 – 200.000
1970 – 400.000
1980 – 420.000
1990 – 560.000
2000- 665.000
2001 – 780.000
2002 – 785.000
2003 – 620.000
2004 – 590.000
2005 – 720.000
2006 – 980.000
4- TÜRKİYE FINDIK ÜRETİMİ (TON)
1900 - 8.200
1930 - 35.000
1950 - 20.000
1960 - 70.000
1970 - 255.000
1980 - 250.000
1990 - 440.000
2000 - 556.000
2001 - 725.000
2002 - 630.000
2003 - 450.000
2004 - 400.000
2005 - 600.000
2006 - 750.000
2007 – 550.000 ( TAHMİNİ)
5- TÜRKİYE FINDIK İHARACATI (YIL OLARAK)
YIL İHRACAT(TON-İÇ) DÖVİZ (DOLAR)
----- --------------------- -------------------
1993 197.751 568.474.286
1994 186.401 712.146.000
1995 242.632 771.356.919
1996 198.366 612.999.000
1997 202.909 925.651.050
1998 201.883 866.313.561
1999 190,088 720.993.000
2000 177.653 588.452.000
2001 258.124 739.970.130
2002 252.779 605.040.840
2003 220.938 661.871.172
2004 217.651 1.220.695.000
2005 209.364 1.928.378.000
2006 247.186 1.467.017.317
6- TÜRKİYE FINDIK İHRACATI (SEZONA GÖRE 1 EYLÜL-31 AĞUSTOS)
YIL MİKTAR (TON) BEDEL (DOLAR)
1978-1979 104.758 235.804.754
1979-1980 126.482 459.682.216
1980-1981 89.957 359.828.000
1981-1982 123.543 300.082.000
1982-1983 117.817 243.638.000
1983-1984 133.985 294.569.000
1984-1985 145.112 346.170.706
1985-1986 96.475 317.195.373
1986-1987 140.206 472.780.918
1987-1988 123.274 455.259.703
1988-1989 152.277 420.768.409
1989-1990 132.691 375.586.673
1990-1991 186.079 545.238.052
1991-1992 164.856 461.555.206
1992-1993 194.856 453.563.256
1993-1994 176.425 698.891.402
1994-1995 245.270 798.377.653
1995-1996 209.439 625.125.888
1996-1997 186.511 733.506.088
1997-1998 212.651 964.226.476
1998-1999 173.718 719.384.088
1999-2000 199.420 692.198.069
2000-2001 204.258 682.451.341
2001-2002 255.982 636.027.000
2002-2003 255.918 593.690.721
2003-2004 223.362 915.616.061
2004-2005 194.593 1.554.156.298
2005-2006 239.365 1.952.767.266
2006-2007 248.668 1.262.427.049
7- FINDIK İHRAÇ ETTİĞİMİZ ÜLKELER
1. ALMANYA
2. İTALYA
3. FARNSA
4. BELÇİKA
5. İSVİÇRE
6. HOLLANDA
7. İNGİLTERE
8. A.B.D.
9. AVUSTURYA
10. İSPANYA
11. POLANYA
12. YUNANİSTAN
13. MISIR
14. İSVEÇ
15. AVUSTURALYA
16. RUSYA FED.
17. ÇEK CUM.
18. İSRAİL
19. BREZİLYA
20. UKRAYNA
21. NORVEÇ
22. DANİMARKA
23. KANADA
24. GÜNEY AFRİKA CUM.
25. FİLLANDİYA
26. MACARİSTAN
27. HIRVATİSTAN
28. JAPONYA
29. G. KORE
30. TUNUS
31. ÇİN
32. S. ARABİSTAN
33. LÜBNAN
34. LİTVANYA
35. SLOVAKYA
36. MALEZYA
37. ÜRDÜN
38. SURİYE
39. ROMANYA
40. BULGARİSTAN
41. YUGOSLAVYA
42. YENİ ZELANDA
43. DUBAİ
44. PORTEKİZ
45. B. ARAP CUM.
46. İRLANDA
47. LİBYA
48. AZERBAYCAN
49. SLOVENYA
50. ESTONYA
51. SAMSUN S. BLG.
52. MAKEDONYA
53. LETONYA
54. İSTANBUL DERİ S. BLG.
55. ARJANTİN
56. KKTC
57. GÜRCİSTAN
58. TAİWAN
59. KUVEYT
60. HONG-KONG
61. TÜRKMENİSTAN
62. CEZAYİR
63. KANARYA ADL.
64. MALTA
65. SIRBİSTAN
66. VENEZUELLA
67. RUANDA
68. KOLOMBİYA
69. ALPHONSE AD.
70. UMMAN
71. SİNGAPUR
72. BOSNA HERSEK
73. ANDORRA
74. URUGUAY
75. IRAK
76. EGE S.BLG.
77. FAS
78. MERSİN S. BLG.
79. KOSTARİKA
80. MOLDOVYA
81. EL SALVADOR
82. PAKİSTAN
83. SRİ LANKA
84. ENDONEZYA
85. JAMAİKA
86. BAHREYN
87. KAZAKİSTAN
88. KATAR
89. PANAMA
90. ÖZBEKİSTAN
8- YILLARA GÖRE FİSKOBİRLİK FINDIK FİYATLARI
YILLAR ASGARİ(TL) AZAMİ(TL)
193................0,40
1939 0,21
1940 0,16 0,19
1941 0,40 0,50
1942 0,41 0,46
1943 0,49
1944 0,35
1945 0,65
1946 0,65
1947 0,90
1948 0,65
1949 0,60
1950 1,37
1951 1,00
1952 1,00
1953 1,15
1954 1,25
1955 1,85
1956 1,75
1957 2,15
1958 2,50
1959 3,80
1960 4,40
1961 5,27
1962 5,70
1963 5,50
1964 4,50
1965 5,30
1966 5,00
1967 5,30
1968 5,30
1969 5,80
1970 7,50
1971 8,50
1972 8,50
1973 9,70
1974 13,50
1975 14,00
1976 14,50
1977 16,50
1978 23,50
1979 50,00
1980 110
1981 125
1982 150
1983 175
1984 240 275
1985 675
1986 700
1987 1,200
1988 2,000
1989 2,650 3,050
1990 3,200 3,500
1991 5,600 6,000
1992 9,000 9,900
1993 19,750 20,800
1994 45,000 63,000
1995 80,000 --------
1996 166,000 240,000
1997 400,000 660,000
1998 675,000 875,000
1999 1,020,000 1,070,000
2000 .1,1000,000 1,100,000
2001 1,500,000 1,575,000
2002 1,615,000 --------
2003 2,500,000 --------
2004 5,250,000 --------
2005...............7.050.000............7.450.000
2006...............5.000.000............ 4.000.000 (TMO Fiyatı)
2007……………….5.000.000…………….. 5.000.000 (TMO Fiyatı)
kaynak: Trobzon Ticaret Borsası